0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Ulusal medyada Alanya’dan flaş bir haber…

Alanya’da cinnet getirip iki çocuğunu bıçaklayarak öldüren ve eski milletvekili olduğu öğrenilen 38 yaşındaki Ukraynalı baba Oleksiy Navrotskyy, çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Katil baba, ülkesindeki savaşın psikolojisini etkilediğini ve bu yüzden olayı gerçekleştirdiğini söyledi.

Allah düşmanımın başına vermesin.

Gerçekten çok acı bir durum.

2 ay önce mutlu mesut ülkende yaşıyorsun, sonra canını kurtarmak için eşini ve iki çocuğunu alıp belki geçmişte bir iki haftalığına tatile geldiğin, huyunu suyunu bilmediğin bir ülkeye kaçıyorsun, burada şimdi sen cezaevindesin, iki çocuğun senin yüzünden mezarda, eşinin durumu içler acısı.

Peki, kendi ülkesinde başarılı bir siyasetçi olan, maddi durumu hayli iyi bir insan neden bu duruma gelmiş olabilir?

Birazdan “neden” olduğu konusunda ortaya atılan iddialara değineceğim ve benzer vakaların yaşanmasının an meselesi olup olmadığını sorgulayacağım.

Önce biraz detay…

Olay, Cumartesi sabahı 08.30 sıralarında, Saray Mahallesi’nde meydana geliyor.

Savaştan kaçarak Alanya’ya yerleşen Ukraynalı adamın eşi, kocasının çocuklarını bıçaklayarak öldürdüğünü söyleyip feryat figan sokağa fırlıyor, çevrede bulunan vatandaşlardan yardım istiyor.

Olay yerine gelen sağlık ekipleri tarafından yapılan kontrolde, evdeki 4 yaşındaki erkek çocuk Kiril ile 6 yaşındaki kız kardeşi Tetrana’nın hayatını kaybettiği belirleniyor.

Cinnet getiren kocanın, eşini de öldürmeye çalıştığı, kadının kendini bir odaya kilitleyerek kurtulduğu ortaya çıkıyor.

İki çocuğunu öldüren adamın, “Ülkemde maddi durumum iyi. Savaşın başlamasıyla 1,5 ay önce Alanya’ya geldik. Savaş nedeniyle psikolojim bozuldu, bu olay bu yüzden gerçekleşti. Ne yaptığımı bilmiyorum. Sakinleştirici kullanıyorum. Ne yaptığımın bilincinde değilim” diye ifade verdiği öğreniliyor.

Katil babanın en son Kasım 2015’te ülkesinde milletvekili seçildiği, pek çok sivil toplum kuruluşunda aktif ve üst düzey görevler üstlendiği belirleniyor.

Yani başarılı, zengin, aktif bir insan, daha 38 yaşında ve 1,5 ayda geldiği nokta bu.

Gelelim sadede…

Alanya’ya kaçanlar saldım çayıra, Mevla’m kayıra mı yaşıyor?

Sadece Ukraynalılara değil lafım.

Sözüm; Rus’u için de geçerli, Afgan’ı ve Suriyeli için de.

Neden?

Çünkü onlarla sosyal, ekonomik ve psikolojik olarak ilgilenen, danışmanlık hizmeti veren resmi bir merci yok!

Olsa şimdiye çoktan çarşaf çarşaf haberler yaptırılır, destan gibi açıklamalara imza atılırdı.

Misal, diyelim ki; üstteki cinayet vakasına adı karışan, maddi durumu çok iyi Ukraynalı veya Rus bir aile canını kurtarmak için lüks arabasıyla, cebinde, torpido gözünde, bavulunda veya bagajında binlerce Dolar’la, kilo kilo külçe altınla “ilk kez” Türkiye’ye, Alanya’ya geldi.

Çok merak ediyorum.

İlk kiminle temas kuruyorlar?

Bunları ilk kim karşılıyor?

Birilerinin kendilerine denk gelmesini mi bekliyorlar, işi tesadüfe mi bırakıyorlar, yoksa irtibat kurdukları nokta atışı birileri, bir firma, resmi bir daire falan var mı?

Diyelim ki, ev almak için, ailesiyle buraya yerleşmek için cebinde parasıyla Rus veya Ukraynalı bir aile Alanya’ya geldi.

Eğer burada Çözüm Masası benzeri, başvuracakları, yardım isteyecekleri bir oluşum, resmi bir makam mevki yoksa -ki şu ana dek olmadığını biliyoruz- o zaman yandı gülüm keten helva!

Bakın, işin daha psikolojik süreçlerine gelmedik, henüz ekonomik aşamadayız.

Alanya’da işini düzgün yapan çok sayıda irili ufaklı emlakçı var.

Onlara lafımız yok!

Peki, 80’lerde elinde bavuluyla, başında yazmasıyla, Anadolu’daki evinden kaçan genç kızları kandırıp pavyona pazarlamak için Harem Otogarı’nda bekleyen sansarlar misali, savaştan kaçmış, iz bilmez yol bilmez, her türlü suistimale açık Ruslarla Ukraynalıları çakal gibi bekleyen tiplerle ilgili bir önlem alınıyor mu?

Hakikaten çok merak ediyorum.

Misal; poliste, jandarmada, Rus dilini konuşan, Ukraynalılarla iletişim kuran kaç personel istihdam ediliyor, veya edildi, ya da Ankara’dan bununla ilgili bir kadro talebinde bulunuldu mu, hakikaten bunu da çok merak ediyorum.

Devam edelim.

Allah kimseye yaşatmasın, girişteki cinayet vakasına adı karışan Ukraynalı baba örneğinde olduğu gibi, 1,5-2 ay önce canını kurtarmak için Alanya’ya gelen, satın aldığı veya kiraladığı ilk eve yerleşen Rus ve Ukraynalıların ekonomik durumu nedir, psikolojisi nasıldır, bugün iki çocuğunu öldüren baba örneğinde olduğu gibi, yarın eline bıçak alıp sokakta sana, bana, anamıza babamıza, çorumuza çocuğumuza saldırma potansiyeli olan başka psikolojisi yara almış yerleşik Rus, Ukraynalı, Suriyeli, Afgan var mıdır, bunlarla ilgili bir çalışma yapılıyor mu?

Yapılmıyorsa neden, yapılıyorsa sonuçları nedir, bunlar niçin kamuoyu ile paylaşılmıyor, bilmek en doğal hakkımız değil midir?

Kendi adıma cevap veriyorum: Bence hiçbir çalışma yapılmadı, bu saatten sonra da yapılmayacaktır.

Olsa duyardık, böyle bir çalışma olsa çarşaf çarşaf haber yaptırılır, Ankara’nın da hoşuna gidecek uzun demeçler verilirdi.

Diyeceğim o ki;

Savaştan kaçıp Alanya’ya yerleşenler, geri dönüp dönmeyecekleri “henüz” belli olmayanlar, aramızda adeta saldım çayıra, Mevla’m kayıra misali yaşıyor.

“Savaş başlayalı 1,5-2 ay oldu, bunlar ülkelerinden apar topar kaçıp buralara geldi. Paraları var mıdır, yoksa ne ile geçiniyorlar, ailecek psikolojileri nasıldır?”, hiç mi merak eden bir resmi kurum yok, hiç mi araştıran, sorgulayan bir makam yok!

Varsa, bizim bilmediğimiz, bize duyurulmayan bir çalışma yapılıyorsa, çaktırmadan işaret etsinler, hepsine buradan teşekkür edelim, “Helal olsun size” diyelim.

Ama “hâlâ” eğer yok ise de, “neden yok arkadaş? madem 250 bin Dolar’ı bastırana TC vatandaşlığı veriyorsunuz, o zaman bunların hangi ruh haliyle aramızda yaşadıklarına da siz bakacaksınız!” der, vatandaş olarak raconu keserim.

-BİTTİ-