DOLAR 32,3428 0.19%
EURO 35,1213 -0.19%
ALTIN 2.240,54-0,12
BITCOIN 2032344-7,93%
Antalya
22°

AÇIK

16:39

İKİNDİ'YE KALAN SÜRE

İhsan Ticaret
Bagislar Construction

DARBEDEN DARBEYE PAŞİNYAN

DARBEDEN DARBEYE PAŞİNYAN
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Ermenistan’da son günlerde yaşanan darbe girişiminin arkasında ABD mi, Rusya mı var olduğu sorusu merak doğururken, her şeye rağmen halkı sokaklara çağırmakla inatçı duruş sergileyen Ermenistan Başbakanı Paşinyan’ın direnişteki tavrının hangi ülkelerden güç alarak yaptığı sorgulanırken, önemsenmesi gereken başka bir husus da bu darbenin kimin işine yarayacağıdır.

Sokaktan iktidara gelen Nikol Paşinyan’ın yandaşlarını tekrardan sokaklara çıkarmakla gösterdiği duruşun güç kaynağı nedir?

Paşinyan’ın 44 günlük Karabağ savaşı sırasında “Bakü-Ceyhan boru hattını vurmamıza engel oldu” sözlerini söyleyen Genelkurmay Başkanı Gasparyan’ı darbe girişiminde bulunmakla suçlayıp görevden aldı.

Ermeni halkı belki de büyük tezat teşkil eden tarihi bir durumla karşı karşıya.

Başbakan Nikol Paşinyan’ın iktidara gelmesinin en büyük sebeplerinden birsisi 2016’nın Nisan ayında Dağlık Karabağ’da başarısızlıkla sonuçlanan askeri operasyonlarından sonra Sarkisyan hükümetinin zayıflaması oldu.

Halk, tepkisini Paşinyan’a destek vererek, onu iktidar yapmakla gerçekleştirdi.

Aynı halk şu an büyük tarihi hezimetle sonuçlanan Karabağ savaşının kayıplarından sorumlu tutulmasına rağmen hala iktidardaki başbakanı desteklemekten yana. Darbe girişiminde bulunan orduya destek olan sokaktaki kitle azınlık teşkil ediyor olsa da, belki farkında olmadan Paşinyan iktidarının bir süre daha kalıcı olmasını sağlayabilirliği de ihtimaller dahilinde.

Batının darbe girişimine pasif  duruş sergilemesi, gidişatı Rusya’nın beklentilerini karşılayacak hal alması da ihtimalleri güçlendiriyor.

Darbe girişimiyle ilgili bir çok ülke gibi Türkiye de fikir bildirmiştir.

Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, darbe girişimini kınadığını dile getirdi ve, “Biz dünyanın neresinde olursa olsun, darbe ya da darbe girişimlerine karşıyız” dedi.

ABD, “Silahlı güçler iç politikaya müdahale etmemeli” diyerek tarafsız bir duruş sergilediğini gösterdi.

Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, konu hakkındaki düşüncesini, “Ermenistan hiç bu kadar acınası duruma düşmemişti” olarak belirtti.

Rusya’nın, yani Kremlin’in de yanıtının, “Yaşananların Ermenistan’ın içişleri meselesidir” şeklinde oluşu, Paşinyan’ın  meydanda yalnız kaldığını, veya bir an önce “Batı mı, Rusya mı?” diye seçim yapmaya zorlandığı sorusunu akıllara getiriyor.

Devamını Oku

Seyahatname’den sosyal medyaya

Seyahatname’den sosyal medyaya
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Bir Bosna atasözü der ki; “Seyahatin önündeki tek engel, kapının eşiğidir.”

Seyahat etmenin insanı özgürleştirdiği bir gerçek. Çıktığımız her geziden bambaşka insan olarak döndüğümüz kaçınılmazdır.

Çok okuyanın mı yoksa çok gezenin mi daha çok bildiği de hep tartışılan konulardandır. Gezgin bilgiyle bizzat yerinde görerek ulaşıyor. Seyahat boyunca yeni insanlar, yeni dokularla sürekli keşif halindedir.

Yaşayarak deneyimlemek hafızada kalıcı olduğu kadar, bilginin daha derinine inme fırsatını da doğuruyor. Özellikle tarihte seyyahların kaleme aldıkları el yazılarının, çizimlerin yüz yıllar sonra tarihi eser niteliğinde olması tesadüf değildir.

Tarihe bakıldığında örneklerine ilk çağlarda rastlanan seyahatnamelerin, daha çok askeri amaçlı örnekleri olduğu görülmektedir. Seyyahlar şahit oldukları savaşı veya siyasi gelişmeleri daha çok mektup formatında not almışlardır.

Gezgin aynı zamanda bir ben anlatıcı olarak kendi kişisel izlenimlerini-duygularını da aktardığı için eğitim durumu , kültür derecesi de göz önünde bulundurmakta fayda vardır.

İnsanlık tarihi; ömrünü gezmeye, farklı yerleri  keşfetmeye adayan gezginlerin hikayeleriyle dolu. Tarihin ilk gezginleri olarak bilinen isimlerden M.Ö. 484 Bodrum doğumlu tarihçi Herodotus, dönemin en büyük gezginleri arasında yer alır.

Gezilerinde gördüğü yerleri ve insanları anlattığı ‘’ Herodot Tarihi’’ olarak bilinen kitabı, Avrupa ve Anadolu tarihinin ilk kitapları arasındadır. Sırasıyla Strabon, İbn Batuta, Kristof Kolomb, Marco Polo, Evliya Çelebi gibi seyyahlar kimsenin gitmeye cesaret edemediği yerlere gidip el yazılarıyla şimdi bile tarihe ve coğrafyaya ışık tutacak eserler bırakmışlardır.

Evliya Çelebi’nin 51 yıllık gezi hayatı boyunca tuttuğu notlar çok değerli detaylar içermektedir ve 17. yüzyılda yazılmış on ciltten oluşan Seyahatname eseri olarak bilinmektedir.

Bu yazıyı yazarken ve sizler bu yazıyı okurken şu anda yollarda olan, dünyayı karış karış gezmeye can atan kaç gezginin notlarına, fotoğraf karelerine birbirinden ilginç  hikayeler, öyküler eklenmektedir, kim bilir

Pandemi sürecinin en büyük sorunlarından birisi seyahat özgürlüğünün kalkmasıyla sırt çantalarını takıp tek başına en ücra köşelere rotasyon çeviren modern gezginleri sosyal medyadan  takip etmekle kalmıyor, ilk fırsatta aynı yerleri keşfe çıkmaya can attığımız bir gerçek.

Baktığımız zaman Evliya Çelebi’den günümüze ne değişti? Modern gezgin gördüklerini ölümsüzleştirmesiyle kalmadığı gibi, onu hayranlıkla takip edenlere haştaglarla, yer bildirimleriyle aktarmayı başarıyor. Bu da aynı destinasyona tek başına gelen seyyahın etkilediği yüzlerce veya binlerce yeni turistin gelmesini sağlıyor.

Ekstrimal gezginler dışında daha konforlu seyahat etmeyi tercih edenler tabi ki daha fazladır.

Sibirya’dan Avustralya’ya yürüyerek ulaşan seyyah Sarah Marquis, Britanya’yı yalın ayak yürüyen MCNuff, bisikletiyle 8 yıl önce çıktığı dünya turunda 49 ülke gezmeyi başaran türk gezgin  Gürkan Genç gibi isimlerin seyahatleri ilgimi çekenlerdendir.

Yazıyı İbn Batutta’nın sözleriyle bitirmek istiyorum; “Yolculuk önce seni sessiz bırakır, sonra da iyi bir hikaye anlatıcısına dönüştürür.”

Öğrenmek istiyorsan seyahat etmelisin. Hiçbir şey zekayı seyahat etmek kadar geliştirmez.

Devamını Oku