Antalya’da, Ceza ve İnfaz Kurumları X. Yıllık Değerlendirme Toplantısı’na katılan Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, “45 bin 178 hükümlü ve tutuklu eğitim programlarına devam etmektedir. Bunun büyük bölümünü açık lise öğrencileri oluşturuyor. Son 3 yılda 11 bine yakın hükümlü okuma yazmayı ceza infaz kurumlarında öğrendi” dedi.
Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Antalya’nın Aksu ilçesindeki Adalet Teşkilatını Güçlendirme Vakfı(ATGV) Tesisleri’nde Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğünce düzenlenen Ceza ve İnfaz Kurumları X. Yıllık Değerlendirme Toplantısı’na katıldı. Burada konuşan Balan Gül, Fırat Kalkanı Harekat Bölgesi’nde zırhlı araca PKK/PYD terör örgütünce güdümlü füzeyle yapılan saldırıya değinerek, “ Şehit olan polislerimiz Cihat Şahit ve Fatih Doğan’a Allah’tan rahmet diliyorum. Milletimizin başı sağ olsun. Ülkemizin içinde ve dışında birliğimize kasteden bütün terör örgütleriyle sonuna kadar kararlı şekilde mücadelemizi sürdüreceğiz. Hiçbir suretle milletimizin huzuruna kastedemeycek bir hale gelinceye kadar terörle mücadelemizi başarılı ve kararlı şekilde sürdüreceğiz. Ülkemizin yanı başında bir terör devletine, terör koridoruna da asla izin vermeyeceğiz. Canla başla bu mücadeleyi sürdürmeye devam edeceğiz. Şehitlerimizi rahmetle anıyor, gazilerimize acil şifalar diliyorum” diye konuştu.
Cumhuriyetin 100. yılına doğru ilerlerken, bu süreçte bir yandan yeni çağa hazırlanırken bir yandan da Türkiye’yi daha ileriye taşıyacak yenilikleri ve yeni çalışmaların izlerini de hep birlikte sürdüklerini dile getiren Gül,” Bu süreçte ceza infaz ve denetimli serbestlik sürecinin de iyileştirilmesi ve standartlarının yükseltilmesi en önemli hedeflerimizden birsidir. Ceza infaz sürecinin konusu da öznesi de insandır. Kanaatimce en önemli bölümü infaz aşamasıdır ceza ve adalet sürecinin. Çünkü infaz sahası bütün bir ceza sistemimizin hukuk hasılasını ortaya çıkartan bir süreçtir. İnsan onurunu gözeten suçu ne olursa olsun hükümlüye insanca muameleden asla taviz vermeyen bir anlayışı sürdürmeniz sizden temel beklentimizdir. En iyi şekilde muameleye insan onuruna insanca muameleye sahip olduğunu asla aklımızdan çıkarmamalıyız. Mahkumların yeniden toplumun bir parçası olacağını bu şekilde topluma entegre olması sürecini başarıyla yürütmek hepimizin ortak sorumluluğudur” diye konuştu.
Ceza infaz kurumlarının gerek ulusal, gerek uluslararası her türlü kurumların denetimine haberli habersiz açık olduğunun altını çizen Bakan Gül, “ Siz bu süreçte sizlerin çalışmaların ada güvenerek öz güven sahibi içerisindeyiz. Hangi kurum olursa olsun ceza infaz kurumlarında sizlerin ortaya koymuş olduğu bu perspektifle her türlü denetime açık olduğunuzu biliyoruz. Bu konuda da sizler bu çalışmaları bu dikkat içerisinde sürdüreceğinize inanıyoruz. Tüm bu süreçler hükümlü ve tutukluların hakları ceza evlerinin şeffaflığı üzerinde önemle durduğumuz konulardır. Çalışmalarımıza rehber olan temel ilke, ‘insanı yaşat ki devlet yaşasın’ anlayışıdır. Devletin yaşaması insanı yaşatmakla insanı onuruyla yaşatmak haysiyetiyle yaşatmak temel görevidir devletin. Bunu yapacak olan siz kamu görevlilerisiniz” dedi.
“Devletin temeli adalet, adaletin temeli de insandır” diyen Bakan Gül, “İnsan onurudur insan haysiyetidir. Bu sebeple temel vazifemiz insana dokunmak ve insanı kazanmak olarak özetlenebilir. Bütün reformların temelinde insanı merkeze alıyoruz. Sizler de bu anlayışın tam merkezinde bulunan arkadaşlarımızsınız. İnfaz kurumlarının idaresini sez emanet ettiğimiz gibi mahkemelerde size bir insanı emanet etmektedir. O insanın sağlığı canı ve o insanın emniyeti onuru size emanettir. Bu hassasiyet temelinde son 19 yılda çok önemli bir zihniyet değişimi içerisine girdik. Hukuk devletinin kurallarıyla kurumlarıyla işlemesi için önemli gelişmeler kat ettik. Bunların en başında sağlık hakkı gelmektedir. Hasta tutuklu ve hükümlülerin sağlık koşullarının iyileştirilecek önlemlerin alınması devletin görevi tutuklu ve hükümlülerin de hakkıdır. İnsan sağlığı açısından cezaevinde bulunan ve bulunmayan arasında hiç bir fark gözetilmemenin teminatı sizlersiniz. Hastane ve sevk işlemlerini gecikmeksizin yapmakla görevlisiniz. Yine beslenme içme suyu kişisel hijyen yeterli kişisel alan gibi konularda istisnasız tüm hükümlü ve tutuklular için özen göstermeye titizlikle devam edeceğinize inancımız tamdır” dedi.
Bakan Gül, kurumlarda barınanların dış dünya ile iletişimin en iyi şekilde yapılmasının rehabilitasyonları açısından önemli olduğuna vurgu yaptı. Hükümlünün dış dünya ile ne kadar yeterli bağ kurabilirse o kadar topluma entegre olma noktasında başarılı olabildiğini dile getiren Bakan Gül, “ Eğitim evlerinde bulunan çocuklara da özel hassasiyet göstermeye devam etmenizi sizlerden bekliyorum. Bu çocuklarda, ‘Ben bir yanlış yaptım ama devletim elimden tuttu ben bir daha bu yanlışa düşmeyeceğim devletim güvendi bana’ diye bakabilmesi lazım. O devlet dediği sizlersiniz. Sizler elinden tuttukça devlete millete topluma kendisine olan güveni artacaktır” diye konuştu. Adalet Ormanı konusunda çok önemli çalışmaların olduğunu hatırlatan Bakan Gül, şu ana kadar 24 bin 516 hükümlünün bu çalışmalarda 796 bin ağaç diktiğini kaydetti. Bakan Gül, ayrıca denetimle serbestlik hükümlülerince 1 milyon 815 bin 536 fidan dikildiğini, 3 milyon 181 bin 727 ağaca bakım yapıldığını belirtti. Bakan Gül, CEKUT ekibinin Manavgat ve Muğla yangınlarında özveriyle çalıştığını söyledi.
Cezaevlerinde önem verdikleri başlıklardan birinin eğitim faaliyetleri olduğunun altını çizen Bakan Abdulhamit Gül, “ 45 bin 178 hükümlü ve tutuklu eğitim programlarına devam etmektedir. Bunun büyük bölümünü açık lise öğrencileri oluşturuyor. Son 3 yılda 11 bine yakın hükümlü okuma yazmayı ceza infaz kurumlarında öğrendi. Yine meslek edindirme topluma kazandırma yolunda da çok önemli çalışmaları sürdürüyoruz. Esas itibarıyla asıl olanda cezasını çektikten sonra bu kişilerin başarılı bir birey olarak bu kişilerin kazandırılmasıdır. Temel amacımız budur” ifadelerine yer verdi.
Vatandaş memnuniyeti odaklı adalet hizmetlerinin kalitesini arttırmak için çalışmaların yürütüldüğünü dile getiren Bakan Gül, “Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan iki temel belgemiz var. Birisi güven veren yargı reformu strateji belgemiz ve diğeri de insan hakları eylem planımız. Bu iki belge bizim daha güçlü bir birey daha özgür birey güçlü toplum daha demokratik bir Türkiye’ye ulaşmamız için temel hedeflerimizden biridir” dedi. Bakan Gül, ziyaret yönetmeliğinde süre ve usulde değişiklikler yapıldığını belirtti.
Hükümlülerin kendi dini bayramlarında açık görüş ve görüntülü görüşme gibi ilave haklar getirildiğini kaydeden Bakan Gül, “Çocuğun üstün yararı ilkesi doğrultusunda, çocukların ziyaretçi görüşlerini tamamı açık usulde yapılması aile görüşmesi yapma imkanı, çocukların okul dışında da ziyaret yapabilme imkanı gibi düzenlemeler yapıldı. Ziyaret süreleri 1 saatten 1,5 saate çıkarıldı. Çocuk hükümlülerin en az 1, en fazla 3 saat olarak belirlendi. Mazeret izinlerinin kapsamını genişlettik izin hakkı 1’den 2’ye çıkarıldı. Ceza infaz kurumlarında kampüs kütüphanelerini kurmak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz” diye konuştu. Bakan Gül, personel sayısını arttırmaya devam ettiklerini belirterek, görevde yükselme sınavını açtıklarını ve sözleşmeli personelin kadroya göçmesi noktasında en yakın zamanda neticeye ulaşacaklarını bildirdi.
“Kovid sürecinde izolasyonla birlikte büyük bir fedakarlık gösterdiler” diyen Bakan Gül, “ Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulunun almış olduğu kararlar doğrultusunda bu işlemler yaptık. İzolasyonun bir an önce bitmesi ana temennimizdir. Pilot uygulama başladı, bakanlığa verileri veriyoruz” dedi. Bakan Gül, gardiyan olarak anılan ceza infaz koruma memurları, bugün çok önemli bir mesleğe kavuştuğunun altını çizdi. Ceza ve Tevfkifevleri Genel Müdürü Yunus Alkaç, bünyelerindeki 396 ceza infaz kurumunun, 144 denetimli serbestlik müdürlüğü ile 70 bin 393 personel ile çağdaş bir infaz sisteminin gerekliliğini yerine getirme sorumluluğunda olduklarını söyledi.
Ceza infaz kurumlarında farklı ülkelerden hükümlü ve tutukluların olduğunu, bu konuda en küçük ayrım yapmadan insan odaklı infaz sistemi uygulamasına sahip olduklarını belirten Alkaç, sistematik işkence, kötü muamele gibi insan onuru ile bağdaşmayan davranışları gerek ulusal gerekse uluslararası platformlarda muhatap olmadığımız konular olarak gündemlerinden çıktığını kaydetti. Antalya Valisi Ersin Yazıcı, Türkiye’nin dünyada en tanınış en bilinen turizm değeri en yüksek kenti Antalya’ya gelen katılımcılara ’Hoş geldiniz’ diyerek, “Antalya’yı bulunduğunuz şehirlerde güzel anlatmanızı bekliyoruz. Bu şehir deniziyle, güneşiyle, insanlarıyla, yemesiyle, içmesiyle her şeyiyle tam bir turizm şehridir. Antalya, dünyaya bu güzellikleri aktaran ülkemizin bir numarası penceresidir. Değerlendirme toplantınız hayırlı ve uğurlu olsun” ifadelerine yer verdi. Toplantıya Antalya Valisi Ersin Yazıcı, Antalya Cumhuriyet Başsavcısı Halil İnal ile ceza ve tevkif evleri il müdürleri de katıldı.
ASAYİŞ
09 Ekim 2024ASAYİŞ
09 Ekim 2024MANŞET
09 Ekim 2024ASAYİŞ
09 Ekim 2024EKONOMİ
09 Ekim 2024ASAYİŞ
09 Ekim 2024ASAYİŞ
09 Ekim 2024