0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Saadet Partisi İlçe Başkanı Hüseyin Sarıca, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan kademeli normalleşme kararlarına tepki gösterek “Mantıksız yasaklar ve tutarsız kararnameler ülkesi haline geldik” dedi.

Parti binasında açıklamalarda bulunan Sarıca, açıklanan kademeli normalleşme kararlarına tepki göstererek, “Sayın Cumhurbaşkanı pazartesinden itibaren haziran ayı boyunca uygulanacak normalleşme takvimini açıkladı, evet zor bir dönemden geçiyoruz. Bazı kararları ve tedbirleri almak gerekiyor, hep birlikte bazı sıkıntıları yaşıyoruz bunu herkes biliyor ama artık millet bıktı, usandı ve yoruldu. Mantıksız yasaklar ve tutarsız kararnameler ülkesi haline geldik. Bir ileri iki geri gidiyoruz. Millet artık soruyor. Mesela neden Pazar günleri yine yasak var? Haftada bir gün tam olarak yasak olmasının mantığı ne? 6 gün herkes birbiriyle haşır neşir olacak ama Pazar günü yasak olacak. Bu bir tedbir oluyor güya. Emin olun insan anlamakta baya bir zorlanıyor. Neden sokağa çıkma saati 21.00’den 22.00′ ye alındı. Alanya ve Turizm bölgeleri için bu yasağın 21.00’dan 22.00’a alınmasının hiçbir getirisi yok. Bir an önce turizm bölgelerinde bu yasağının 24.00’a uzatılması ve pazar günlerinin de serbest olması gerekiyor. Başka türlü turizm esnafı ayağa kalkamaz. İktidar sadece genelge yayınlamak yerine ,yayınladığı genelgelerdeki alınış kararlarının sebebini de açıklamalıdır. Pazar günü haftada bir günün yasak olmasının manası nedir? diye baktığımızda ayda 4 gün yasak durumunda günlük yevmiye ile çalışan ve o günkü kazancıyla evine ekmek götüren bir vatandaşımızı düşünürsek garsonluk yapan, işçilik yapan günlük 100 lira kazandığını hesap etsek aylık 400 lira kazancından azalma olacak demektir. Bunun ifade ettiği manayı kazandığı parasının hesabını da harcamasının hesabını da bilmeyenler idrak edemezler” şeklinde konuştu.

Suç örgütü lideri Sedat Peker’in yayımladığı mesajlara ve videolara dikkat çeken Sarıca, Mayıs ayını Sedat Peker’in videolarını izlemekle geçirdik haziran ayında da bu videolar devam edeceğe benziyor, iktidar bu ciddi iddialar karşısında hafife alma ,geçiştirme yapamaz. Duymadık, bilmiyoruz diyemez. Yapılması gereken nedir? şöyle açıklayalım; Zamanında 1997 Refahyol döneminde Susurluk Olayı meydana geldiği zaman küçük bir hadise iken bagajdan çıkan bir kaç silah üzerine o zamanki Cumhurbaşkanı Demirel, siyasi parti liderlerini çağırdı durumun vehametini konuştu. Sonrasında Başbakan Erbakan teftiş kurulu başkanını görevlendirdi. O zaman Susurluk Kazası’nda İçişleri Bakanı olan Mehmet Ağar 8 gün dayanabildi, toplumsal baskıya ve istifa etti, yerine Meral Akşener geldi. Ne devletin makamı zedelendi ne de bakanlık zedelendi. Sonrasında devlet güvenlik mahkemesi savcıları soruşturma başlattı. Şimdi de yapılması gereken budur. Eğer Bugün bu çok vahim iddiaların üzerine yatarsanız devleti de yıpratırsınız, bakanlığı da yıpratırsınız, yargıyı da yıpratırsınız. Tercih sizin diyoruz” dedi.

Öte yandan ekonomideki kötü gidişata vurgu yapan Sarıca, Bugün Ekonomiden adalete, eğitimden dış politikaya her alanda yaşanan bir kriz var. İcra dairelerindeki dosya sayısı 23 milyonu aşmış, günde 24650 yeni icra iflas dosyası açılıyor. Dolar 8,50’yi euro 10,40 gram altın 520 lira civarında seyrediyor. İşsizlik zirve yapmış. Her 4 gençten birisi işsiz. Ama iktidara göre Türkiye ekonomisi büyüyor. 2021’in ilk çeyreğinde yüzde 7 büyümüşüz. 1,5 yıldır bir pandemi süreci ile karşı karşıyayız, Sayın cumhurbaşkanı salgının başladığı aydan bu zamana kadar 661 milyar lira destek verdiklerini söylüyor. Peki bu destekler neler? diye baktığımızda 315 milyar lira banka kredisi destek olarak söyleniyor. Bunun 219 milyar lirası borç erteleme bu da destek olarak söyleniyor, 25 milyar lirası da vergi indirimi. Herkes bir şaşkın içerisinde. Kredi bir borçlanma çeşididir, destek değil. Borçları ötelemek, vergi indirimi bir destek değildir. Kelime oyunlarıyla hiç kimse bu millete yardım ettik diyemez. Türkiye olarak şu an pandemide en az yardım yapan ülkelerden biriyiz. 1 haziran itibariyle kullanıma sunulan 6 ay ödemesiz nefes kredisi ise milletin nefesini kesme kredisidir. Yıllık %17,5 faizi olan bu nefes kredisi destek kredisi değil, olsa olsa esnafın nefesini kesme kredisi olur. Bu iktidarın ülkeyi yönetme kabiliyeti ortadan kalkmış gibi gözüküyor” ifadelerini kullandı.